Sohbet Girişi
* Şifreniz yoksa boş bırakabilirsiniz.

Ölümün Karanlık Yüzü

Ölümün Karanlık Yüzü
Ölümün Karanlık Yüzü
81 / 100 SEO Puanı

Ölümün Karanlık Yüzü

Ölümün karanlık yüzü, Hayat, bazen bir nehir gibi akıyor, bazen de bir yaprağın dalından süzülüp yere düşmesi kadar sessiz. Ölüm, işte o nehrin durduğu, yaprağın yere değdiği an. Kimi zaman korkutucu, kimi zaman huzurlu, ama hep gizemli. Ölümün karanlık yüzüne bakmak cesaret ister, çünkü o yüz, insanın kendi sonunu da hatırlatır. Ama belki de bu karanlık yüz, ışığı daha iyi görebilmemiz için vardır.

Ölüm kelimesi bile içimizi ürpertiyor değil mi, Oysa doğum kadar doğal bir gerçeklik. Hayatın bir parçası. Ama yine de ölümden bahsetmek, çoğu zaman zor gelir. Çünkü bizi sevdiklerimizden ayırır, çünkü bilinmeyeni temsil eder. Ama belki de ölüm, bir son değil sadece başka bir başlangıcın kapısıdır.

Kendi kendime soruyorum bazen, Ölüm neden bu kadar korkutucu, Belki de ölüm, insanın kontrol edemediği tek şey olduğu içindir. Hayatta çoğu şeyi planlayabiliriz nereye gideceğimizi, ne yapacağımızı, kimi seveceğimizi. Ama ölüm O hep bir sürpriz. Ne zaman geleceğini bilmediğimiz bir misafir gibi. Belki de bu yüzden ölümden çok, onun bilinmezliği bizi korkutuyor.

Ama bir yandan da ölüm, hayatın değerini anlamamızı sağlıyor. Eğer sonsuza kadar yaşayacak olsaydık, zamanın kıymetini bilir miydik ,Sevdiklerimize Seni seviyorum demek için bu kadar acele eder miydik, Ya da hayallerimizi gerçekleştirmek için bu kadar çabalar mıydık, Ölüm, hayatı anlamlı kılıyor aslında. Çünkü her şeyin bir sonu olduğunu bilmek, o anı daha değerli yapıyor.

Şairler, yazarlar ve filozoflar yüzyıllardır ölüm üzerine düşünüyorlar. Kimisi onu bir kurtuluş olarak görüyor, kimisi ise en büyük trajedi. Ama hepsi de ölümün hayatın ayrılmaz bir parçası olduğunu kabul ediyor. Mevlana‘nın dediği gibi Ölüm, sevgiliye kavuşmaktır. Belki de ölüm, korkulacak bir şey değil aksine, bizi daha büyük bir bütünlüğe götüren bir yolculuktur.

Bir düşünün Ölüm olmasaydı hayat nasıl olurdu, Sonsuz bir yaşamda sevdiklerimizle vedalaşmak zorunda kalmazdık belki ama bu sefer de her şey sıradanlaşırdı. Çünkü değerli olan şeyler genelde sınırlıdır. Bir gün biteceğini bilmek, o anların kıymetini artırır. Bu yüzden belki de ölümden kaçmak yerine onunla barışmayı öğrenmeliyiz.

Tabii ki ölümün karanlık yüzüyle başa çıkmak kolay değil. Birini kaybetmek, onun boşluğunu hissetmek çok zor. Ama belki de o boşluk, sevginin derinliğini gösterir. Birini ne kadar çok sevmişsek, yokluğu da o kadar çok acıtır. Ama bu acı, sevginin bir yansımasıdır aslında. Ve sevgi, ölümden bile güçlüdür.

Ölümün Karanlık Yüzü
Ölümün Karanlık Yüzü Eğer sonsuza kadar yaşayacak olsaydık, zamanın kıymetini bilir miydik ,Sevdiklerimize Seni seviyorum demek için bu kadar acele eder miydik, Ya da hayallerimizi gerçekleştirmek için bu kadar çabalar mıydık,

Sonuçta ölüm, hayatın kaçınılmaz bir gerçeği. Ama onu korkulacak bir düşman olarak görmek yerine, hayatı daha anlamlı kılan bir öğretmen olarak görebiliriz. Çünkü ölüm bize şunu hatırlatır: Hayat kısa ve her anı değerlidir. Sevdiklerimize sarılalım, hayallerimizin peşinden koşalım ve her günümüzü dolu dolu yaşayalım. Çünkü hayatın en güzel yanı, onun geçici olmasıdır.

Belki de ölümün karanlık yüzü dediğimiz şey aslında bizim ona bakış açımızdan ibarettir. Onu korkutucu değil de öğretici görmeyi öğrenirsek, belki de o yüz bize bambaşka bir hikaye anlatır. Ve belki de o hikaye, hayatın kendisinden daha güzel olur.

Ölümün Karanlık Yüzü

admin 5

İlk yorum yazan siz olun.

Cevap bırakın
Gerekli alanlar işaretlenmiştir. *